Sanal ödeme sistemlerine artan ilgi, son yıllarda ve özellikle pandeminin etkisiyle tahminlerin oldukça üstüne çıkmıştır. Web sitelerinde veya online alışveriş platformlarında kolay, hızlı ve temassız ödeme alternatifleriyle yarışır duruma gelen birçok kuruluş, farklı alternatif yöntemleri ve ek avantajlarla bir adım öne geçmenin yollarını arar durumdadır. Peşin ve taksitli alışverişler için sunulan kartlı ödeme seçeneklerinin yani sıra, hesaptan ödeme, alışveriş kredisi ile ödeme, cüzdandan öde seçenekleri gibi alternatifler, geleneksel ödeme yöntemlerinin önüne geçmiştir. “Temassız çağ” olarak adlandırılan 21.yy müşteri deneyim ve beklentilerine hızlı bir adaptasyon sürecine girmiş ve yeniliklerine hızla devam etmektedir.
Ödeme Sistemleri ekosisteminin en önemli oyuncularından olan ve sistemin dönmesine yardımcı olan “müşteriler”in talep ve ihtiyaçlarının, ürün/hizmet noktasında karşılayabilmenin yanında, temassız çağın en önemli faktörlerinden olan milenyum kuşağını anlamak, dikkatlerini çekmek ve sabırsız karakterlerini tutundurmaya çalışmak önemli bir psikolojik araştırma gerektirmektedir. Dijital Teknolojilere kolay bir şekilde uyum sağlayan Y ve Z milenyum kuşağı, ürün ve hizmet alımlarında işin en can alıcı noktası olan “ödeme” adımı devreye girdiğinde dijital ve alternatif çözümler noktasında doyumsuz bir hâl alabiliyor. Gelenekselci ve garantici olan X kuşağının alışkanlık ve yaş faktörünü de ortaya koyduğumuzda geleneksel çözümlerde ısrar etmeye devam etseler bile, konu sağlıklı ve temassız bir dünya hayali olduğunda tabuların yıkıldığını görebiliyoruz.
Temassız çağın güneşi hızla doğmaya devam ederken, dijitalleşmenin tek noktasının ödeme noktası olduğunu ve AR-GE çalışmalarının sadece bu yönde yapıldığını söylersek eksik kalırız. Ödeme kuruluşları, fintekler ve bankaların dijitalleşme noktasında özellikle ödeme döngüsünde yapmış oldukları birçok atılıma bu süreçte şahit olduk.
Geleneksel ve alışılmış ödeme yöntemlerindeki evrimleşme ve çeşitlilik hızını alamadan yoluna devam etmektedir. Daha önceleri “kartla Öde” veya “Kapıda öde” seçeneklerine ek olarak; kayıtlı ve güvenli yöntemlerle “tek tıkla öde”, “Hesaptan öde”, “Sadakat kartları ile öde”, “Banka kredisi ile öde” vb. birçok yöntem ike karışı karşıya kalabiliyor.
Avrupa Birliği’ne üye olma çabaları devam ettiği halde PSD2’nun yeniliklerini ve regülasyonlarını yakından takip eden ülke teknolojimiz, gelişimlere ve süreçlere en kısa sürede adapte olmanın yollarını arıyor. Geleneksel devlet dairesi gözüyle bankılan ve süreçlerin genellikle yavaş ilerlediği düşünülen bankalar paylaştıkları ve açtıkları API servisleriyle, finteklerin ve ödeme kuruluşlarının servislerine kolayca entegre olmasına olanak sağlamıştır. Hatta API servislerinin açılması noktasında birbirleriyle yarışır nitelikte birçok fintek ile inovatif ve erişilebilirlik noktasında ilişkiler sağlanmıştır.Bankaların fintekleşme, finteklerinde bankalaşma çabaları, teknolojik çözümlerin biraz daha ileriye taşınmasına ve müşterilerin seçeneklerde boğulmasına dahi neden olabilecektir.
Bir yol ayrımına giren bankalar
Worldpay tarafından hazırlanan çalışmada mağaza içi ödemelerde nakitin payının 2020 yılında %20,5’e gerilediği, önümüzdeki dönemde düşüşün sürmesinin beklendiği belirtildi. 2019 yılında mağaza içi ödemelerde nakitin payı %32,1’di. 2024 için öngörülen oran ise %12,7. Worldpay, 2024 yılında Kuzey Avrupa ülkelerinde ödemelerin neredeyse tamamının nakitsiz olarak gerçekleşmesini bekliyor. Almanya, İtalya, İspanya ve Polonya’da ise nakitin payının ortalamanın üzerinde olacağı öngörülüyor.Başta Çin olmak üzere Asya ülkelerinin etkisiyle dijital cüzdanlar mağaza içinde en sık kullanılan ödeme aracı oldu. Avrupa, Latin Amerika ve Kuzey Amerika’da ise kartlar en popüler ödeme aracı olmaya devam etti.

Yakın zamanda T.C Merkez Bankası’nın önderliğinde devreye giren FAST ve Kolay Adres tanımlama, para transferlerindeki eziyete son vererek, hem bankaların arasındaki işilikinin güçlenmesine hem de hesap sahiplerinin “ilkel yönlendirmelerden” uzak kalmasına yardımcı olmuştur. Üstelik denetim süreçleri ile haksız rekabet ve süistimalin de önüne geçilmeye çalışılmaktadır.

Açık bankacılık çözümleri ile hesap hareketlerinin sorgulanması ve hesap üzerinden direkt olarak ödeme/ hizmet/ ürün alımlarının sağlanması özellikle ödeme kuruluşu ve finteklerin ilgilisi çekmiştir. Kısmen bilinen bu çözümler regülasyona bağlanarak tanınmış hale getirilmiştir.Inavasyo noktasında daha hızlı hareket edebilen bu kuruluşlar, halihazırdaki ürünlerine ekledikleri yeni özelliklerle Super APP olma yolunda ilerleyerek 360 derece çözümlerle zengin bir ürün ve müşteri segmentine sahip olmak istemektedirler.
Bu kadar teknolojik gelişme devam ederken, mobil ve temassız çağın bankalar ve müşterisi arasındaki belirli prosedürleri de ortadan kaldıracağını hayal etmek pek güç olmazdı. Bu doğrultuda epey bir süredir beklenen Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelik (Uzaktan Kimlik Tespitine İlişkin Yönetmelik) 1 Nisan 2021 tarihli ve 31441 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış. Söz konusu Yönetmelik, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nın (MASAK) yakın dönemde yayımlanan ikincil mevzuatı ile paralel şekilde 1 Mayıs 2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Artık müşteri edinme süreçleri akıllı bir telefon vasıtasıyla kolayca yapılabilmektedir.

Bundan sadece 10 yıl önce mobil cihazlar ile banka servislerine dijital erişim,
anında ödemeler, mobil cüzdanlar, kablosuz ödemeler, uzaktan müşteri edinme, blockchain ve açık API yapıları birer beklentiden ibaretti. Bugünse tüm bu yapılar tüketiciler
ve kurumlar açısından gündelik işlemlerin temel faktörlerine dönüştüler.
Araştırma ve danışmanlık şirketi EY’ın öngörüsüne göre yenilikçi oyuncuların
da ekosisteme dahil olması ile birlikte 2015 yılında 1 trilyon doların biraz
üzerinde olan ödemeler sektörünün küresel büyüklüğü 2023 yılında 2,1 trilyon
dolara ulaşacak. Bu büyüme hem mevcut, hem de yeni oyuncular için pastada
yeterince büyük bir pay olduğunu gösteriyor. Ancak yeni oyuncuların hızlı ve
düşük maliyetlere adım attıkları, büyük teknoloji şirketlerinin ise ellerindeki
devasa veriye ve müşteri tabanına dayanarak bankacılık hizmetlerine adım
attıkları bir dünyada geleneksel oyuncuların hem kendini geliştirmesi, hem de
fintech’ler ile ortaklık kurması gerekiyor.